- katiyen
- а1) оконча́тельно; категори́чески, реши́тельно; безусло́вно, абсолю́тно2) ни в ко́ем слу́чае; ни за что; ниско́лько, ничу́ть
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
katiyen — zf., Ar. ḳaṭˁiyyen 1) Hiçbir zaman, asla Birdenbire bu ziyaretimin son olacağını, bir daha onu katiyen göremeyeceğimi ... düşündüm. S. F. Abasıyanık 2) Kesinlikle Bu firar meselesine katiyen inanamıyor, akıl sır erdiremiyordum. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
bayılttırmak — i Bayılmasına yol açmak, bayılmasını sağlamak Ameliyat esnasında katiyen kendisini bayılttırmaz. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesinlikle — zf. Kesin bir biçimde, kesin, kesin olarak, yüzde yüz, her hâlde, her hâlükârda, mutlak, mutlaka, katiyen … Çağatay Osmanlı Sözlük
hiç de — kesinlikle, katiyen Dersleri hiç de iyi değil … Çağatay Osmanlı Sözlük
küfranlık etmek — nankörlük etmek Ekmek yediğin kapıya katiyen küfranlık etmeyeceksin. K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
müdahale etmek — karışmak, araya girmek, el atmak Katiyen, müzakereye müdahale etmeyeceğimi ve hiçbir söz söylemek niyetinde olmadığımı ... bildirdim. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
tecviz edilmek — uygun bulunmak, izin verilmek Sen yaşta çocuklar için katiyen tecviz edilmez ama bizim gibi yaşlı başlı adamların, ara sıra iki kadeh bir şey içmelerinde bir zarar yoktur. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dumana boğmak — 1) duman içinde bırakmak 2) mec. bunaltmak, şüphe içinde bırakmak Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı, karıştırmalı ve dumana boğmalısınız. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük